Muhasebe müdürü bir bayanı çağırıp, onunla görüştü.
Sonrası malum olmuştur sanırım size. Girdik koca bir markete, belki de hiç görmemiştir daha önce teyze.
Et de aldık, un da. Kahvaltılık da aldık, karpuz da. Sepetimizi doldurduk valla ne varsa.
Bugün bir sene oldu. Her ay, aynı gün teyzenin tüm dertlerini dinliyoruz. Artık ben gitmiyorum. Bir sürü çalışanım var, onları yolluyorum. Çünkü ne zaman gitsem, bir sürü dua ediyor. "Oğlum, sana bir çay yapayım mı?" diyor. Utanıyorum, ben de ona yardım edebilmekten.
Geçen ay bir kağıt uzattım eline. Olur da bir gün gelmezsem, iş yerimin adresi yazıyor işte bu kağıtta. Kapımızı mutlaka çal. Gereken her şeyi sana yardımcı olacaklar, ben olmasam da. Eşime ve çocuklarıma tembihledim tabii. Onlara dedim ki, ben ölsem bile teyzeyi asla yalnız bırakmayın, tamam mı?
Hatta bir fotoğrafını da çekmiştim. Duvarın bir köşesinde her zaman asılı duruyor. Bu teyzemiz sayesinde bugün rızkımızın geldiğine inanıyorum. Çocuklarım, onu asla yalnız bırakmazlar, hatta ben ölsem bile...
İşte sadaka böyle bir şeydir. Bir ihtiyaç sahibinin elini tutanı Allah asla bırakmaz mı sanırsınız? Yeter ki siz yardım etmeye devam edin, sevgi ve saygı gösterin. Allah sizi asla zor durumda bırakmaz mı? devamını sonraki sayfamıza geçerek okuyunuz...