Dediğini, komşu kadına dönerekte Nûr suresi 16.ayette rabbimizin;
"Bu iftirayı işittiğiniz vakit, "Böyle sözleri ağzımıza almamız bize yaraşmaz. Seni eksikliklerden uzak tutarız Allah'ım! Bu çok büyük bir iftiradır" deseydiniz ya!
" Dediğini söyleyerek suçsuz olduğunu söylediğinde komşu kadın ona inanacak gibi olsa da kaynanası hemen müdahale ederek, attığı iftiralarına yenilerini ekleyip, hadi babanın evine desede Şerife gitmedi.
Eşinin gelmesine bir iki gün kalmıştı, onu görmeli, suçsuz olduğumu anlatmalıyım diye düşünerek geceleri çatmada, gündüzleri evin önünde oturdu. Yiyecek olarak da biraz su ve ağaçtan kopardığı meyvelerden yedi ve eşi gelene kadar dişini sıktı, dayanmaya çalıştı.
Nihayet eşi izne gelmiş, tam yanına gidip olanları anlatıp suçsuz olduğunu söyleyecekken kaynanası hızla kapıya çıkıp Şerife’nin konuşmasına fırsat tanımadı. Oğlunu çekiştirerek içeri aldı ve olanları anlatmaya başladı.
_ Oğlum, sen gittikten sonra karın seni aldatmaya başladı. Geçen gün komşuyla birlikte yabancı bir adamın evden çıktığını gördük. Bana inanmazsan, git ona sor.
Deyince, Mustafa’nın yüzü öfkeden kızardı. Annesinin bahsettiği komşunun evine gidip,
_ Abla, ne olur, Allah için bana gerçeği söyle. Annem doğru mu söylüyor? Dedi.
Komşu kadın;
_ Evet evden birinin çıktığını bende gördüm.
Deyince Mustafa duyduğu sözler karşısında beyninden vurulmuş gibi oldu ve sinirle Şerife’nin yanına gelerek kolundan tuttuğu gibi;
_ Hadi kalk. Babanın evine gidiyorsun. Seni boşuyorum, artık nikâhlım değilsin diyerek onu şiddetle yere savurdu. Şerife;
_ Mustafa, nasıl böyle bir şeye inana biliyorsun? Üstelik senin bebeğine yüklüyken. Desede Mustafa sözlerine inanmayınca o kadar üzüldü ki yanaklarından aşağı süzülen yaşlara hıçkırıkları da karıştı.
Allah adına yemin ederek suçsuz olduğunu, kendisine iftira atıldığını ve onun bebeğine hamile olduğunu söylese de Mustafa ona inanmadı. Kötü kelimeler sarf ederek onu kovdu.
Şerife, ellerini açtı ve yaradanına yalvarmaya başladı.
_ Ya Rabbi. Dilerim ki senden, benden sonra bu adam mutluluk yüzü görmesin, evlenipte çocuğu bile olmasın. Bana iftira atan kaynanamı da sana havale ediyorum, sen nasıl dilersen onunla cezalandır. Diyerek eşinin onu itelediği yerden kalktı ve hıçkıra hıçkıra ağlayarak, karnında ki yavrusuna da;
_ Canım yavrum, bak baban bizi evden kovdu diyerek, kalbi kırık, gözlerinde yaşlarla yola düştü ve bir anda geriye dönüp bağırmaya başladı.
_ Hakkımı helal etmiyorum sana. Ayaklarıma kapansan, yalvarıp yakarsan da sana asla dönmem. Seninle olan hesabımız mahşere kaldı. Duyuyor musun Mustafa…
Diye ağlayıp söyledikleri Mustafa'nın kulağına gelince, acaba yanlış mı yaptım diye düşünmeye başladı. Mustafa’nın pişman olduğunu anlayan annesi hemen;
_ Yalan söylüyor oğlum, ona inanma diyerek onu kandırmaya devam etti.
Zavallı Şerife… Atılan iftirayı köyde duymayan kalmamış gibiydi. Yüzüne bakanlar, tü sana yazıklar olsun der gibi bakıyor, suçsuz günahsız Şerife’de ağlayıp duruyordu. Babasının evine gidip, kapıyı çaldı ama açan olmadı. İçerden anasının sesi geldi.
_ Yüzümüzü yere eğdin, onurumuza leke sürdün. Gayri bu kapıdan daha sana girmek yok. Deyince, ağladı ve
_ Sen de mi ana. Sende mi kandın kızına atılan bu iftiralara…
Diyerek öyle ağladı ki belki Mustafa’nın sözleri bile o denli yaralamamıştı, anasının sözlerinin onu yaraladığı gibi. Ağladı, ağladı ne yapacağını bilemez durumdayken, elinden biri tutup çekmeye başladı.
Biran Mustafa sandı ama hayır o değildi. Elinden tutup çeken Emine’ydi. Emine, küçük abisi ile nişanlanmıştı. Kimsenin onları göremeyeceği bir yere kadar yürüdüler. Emine;
_ Bana herşeyi anlat ne oldu. Deyince, Şerife;
_ Yoksa sende mi inandın söylenenlere? Deyip ağlayınca Emine;
_ Abinde bende asla inanmadık ama baban küplere bindi. Abin olanları öğrenmemi istedi. Beni de o yolladı deyince Şerife ağlaya ağlaya olanları anlattı ve iftiraya uğradım. Mustafa bana inanmadı ve beni boşadı. Deyince Emine ona sarılıp teselli etti beni burada bekle diyerek gitti. Bir zaman sonra. Şerife’ye;
_ Abin seni birine nikahlayacakmış. Adamın biraz yaşı varmış ama çok iyi bir insanmış. Abin; böyle olmasını istemezdim, ne olur hakkını da helal etsin diye dediğini söyledi. Şerife;
_ Git abime kabul ediyormuş de. Bu saatten sonra Mustafa benim için bitti dedi ve hıçkırdı.
Kısa süre içerisinde Şerife kendinden yaşça çok büyük olan Mahmut isimli adamla nikahlandı.
Adam, yıllar önce hanımını hastalıktan kaybetmiş, yalnız yaşayan namazında niyazında biriydi.
Şerife başından geçenleri anlatınca Şerife ile birlikte gözyaşı döken bu yaşlı adamı Şerife sevmişti. Mahmut, ona değer veriyor, hamile olduğu için de rahat ettirmeye çalışıyordu.
Mahmut ile evleneli uzun zaman olmuş, doğum zamanı yaklaşmıştı. Kocası onu hiç yalnız bırakmıyor, tüm imkanlarını seferber ediyordu. Nihayet doğum sancısı başladı. Ebe kadın ve diğer kadınlar, doğum için çok uğraşsalarda talihsiz yavru, ölü olarak doğdu. Şerife yavrusuna talihsizim diye sarılıp ağladı ve kısa sürede toprağa verildi.
Mahmut ile uzun yıllar evli kalan Şerife’nin bu evliliğinden iki oğlu dünyaya geldi. Mustafa ise evlenmek için kimin kapısını çaldıysa geri çevrildi. Hangi ana baba kızını bile bile ona verirdi ki? Nikahlı karısına, daha doğmamış çocuğuna bile sahip çıkmadığı herkesin dilindeydi.
Üstelik, gerçekler açığa çıkmış, Şerife’nin suçsuz, günahsız olduğunu ve kaynanasının ona iftira attığını herkes öğrenmişti. Kaynanası, attığı iftirayı yatalak olarak ödemiş, kocası da öldüğünden oğlundan başka su vereni kalmamıştı.
Son günlerde hastalığı iyice artmış, can çekişiyor, durmadan da Şerife’nin adını sayıklayarak, beni affet, ne olur hakkını bana helal et diye inleyip duruyordu…
İftira bir zaman kişileri emeline ulaştırmış olsa da, Allah bunu tehir eder belki ama mazlumun ahını kesinlikle yerinde koymaz. Kimine karşılığını bu dünya da kimine öteki dünya da verir. Günümüzde buna benzer yaşanmış çokça olay var. Asla bir kadının iffetine iftira atmayalım. Yeryüzündeki en çirkin olaylardan biri çünkü. Aileleri yuvaları dağıtır, toplum ahlakını bozar. 3 günlük dünya dediğimiz şu hayatta güzel ve ahlaklı bir yaşam sürmek bize yakışandır. Detayı bir diğer sonraki sayfamıza geçerek okuyunuz...